Aradan biraz geçti ama olsun ben ancak bugün fırsat
bulabildim ve yazıyorum. Kurban Bayramı tatilinde ben Sincap Ali, kardeşim
Panda Selim, annem, babam ve dedem amcamın yanına gittik.
Tabii nenem ve halamda oradalar. Bir de sevdiğim iki
kuzenim.
Üç saatlik bir yolculuğun ardından akşam saatlerinde
ulaştık. Trafik umduğumuz gibi kalabalık değildi.
Birkaç defa ihtiyaç gidermek için yolda mola verdik. Çok
uzun süre konaklamadık. Bir an önce amcama ulaşmak istiyorduk. Bir başka nedeni
ise Pazar yerinde kurbanlıklara bakmak tı elbette.
Çünkü bu kadar çok koyunu, keçiyi hiçbir arada hiç
göremiyor insan. Onların o kocaman boynuzlarından tutmak, keçilerin sakalını
okşamak istiyorduk kardeşimle. Kardeşim gerçi koçlardan biraz korkuyor ama sizden
sır çıkmayacağını bildiğim için söylüyorum.
Nihayet şehre ulaşmıştık. Halam, amcam, nenem hepsi bizi
karşılarında görünce çoook sevindiler.
Hemen kucaklarına atladık. Birbirimize sarıldı. Ne
güzeldi. İnsanın sevdiklerine kavuşması kadar güzel bir şey var mı ya…
Biraz dinlendikten sonra babam, ben, kardeşim immim
(kardeşimin deyişiyle) ve kuzenim Bayram hep birlikte kurbanlıklara bakmaya
gittik.
Dedem yorgun olduğu için gelmedi. Bir saat kadar pazarda dolandık
durduk. Keçiler biraz ağır kokuyordu ama olsun, geçen yıldan bu yana tümünü
özlemişiz valla.
O kadar çok hayvan vardı ki hangisine bakacağımızı, hangisini
alacağımızı şaşırdık kaldık doğrusu. Öyle de oldu babamla amcam kurbanlık
almadan pazardan ayrıldılar.
Kardeşimle ben şaşırmıştık. Sonradan öğrendik ki
bayram namazından sonra beğenecekmişiz.
O akşam sabahı iple çektik. Gözümüzü uyku girmedi desem
yalan olmaz. Nasıl sevinmeyiz, heyecanlanmayız yarın bayram bayram…
Babamlar erkenden kalkıp namaza gitmişler haberimiz yok.
Bizi uyandırmaya kıyamamışlar.
Biz de uyandıktan sonra apar topar Bayram abimle Pazar
yerine gittik orada babamlarla buluştuk ve amcamın bir gün önceden gözüne
kestirdiği iki koyuna dedem ve babam pazarlık yaparak hemencecik satın aldık.
Yaşar amcam akıllı adam vesselam. Uzun süre gezmeden koçlarımızı aldık. Sürünün
içindeki en iyi koçları biz aldık sanırım. Çünkü eve getirince annem de nenem
de çok beğendiler.
Sonra sırasıyla kurbanlıklarımız kesildi. Kesilirken biz
de seyrettik. Kardeşim biraz ürkse de ben bunun da bir ibadet olduğunu
öğrenmiştim artık. Küçük değilim, üçüncü sınıfta okuyorum.Kurbanlıklar yüzülürken ben de yardım ettim. Bacaklarını
tuttum. Sonra işimizi bitirdikten sonra öğleyin hep birlikte
kalabalım aile içinde yemeğimizi yedik. Amcam pişirdi biz yedik elhamdülillah.
Yemekten sonra elhamdülillah demeyi annem öğretmişti bize.
Bu ALLAH’a şükretmek demekmiş. Ne güzel bir kelime.
Sonra bayramlaşmaya çıktık kuzenimle. Ertesi gün büyük
halamlar ve kuzenlerim de geldiler. Onur abim yeni bir araba almıştı onunla
geldiler.
Çok sevindik. Daha sonra ise hep ziyaretler oldu, gelenler, gidenler,
akrabalar. Bahçede oyunlar oynadık. Akşamları güldük, eğlendik. Büyükler bizi
sevdi. Bizimle hasret giderdiler.
Ama işte yine her
zamanki gibi ayrılık vakti geldi çattı. Çünkü tatil bitmişti. Eve, evimize
dönmemiz gerekiyordu. Bir de evimizde bizi bekleyen kocaman bir akvaryumumuz ve
içinde bir sürü balığımız vardı.
Vedalaşmak zor oldu elbette. Ben artık
büyüdüğüm için alıştım. Ama kardeşim Yaşar Selim henüz daha küçük olduğu için
ayrılmak onu birazüzüyor ve hemen hüzünleniyor. Olsun zamanla o da ayrılıklara
alışır. Bu bayram tatilini de işte böyle geçirdik.
Bir dahaki tatillerde görüşmek dileğiyle… HOŞÇAKALIN… HAA
BİZİ TAKİP ETMEYE DEVAM EDİN OLUR MU?